444 3 703

Karaciğer Hastalıklarında Beslenme ve Diyet

 

İnsan bedeni bir orkestra gibi uyum içerisinde çalışır. Her organ önemli bir müzik aleti gibidir ve karaciÄŸerimiz bu büyük orkestrada ana piyanist gibidir. Ancak ne yazık ki çoÄŸu zaman karaciÄŸerimizi fazla yüklenmiÅŸ veya zorlanmış buluruz. YaÄŸlı yiyecekler, alkol ve hatta stres bile bu kritik organı zora sokabilir. KaraciÄŸer hastalıkları çeÅŸitlilik gösterir ve bazı karaciÄŸer hastalıkları özel bir diyet gerektirmeyebilir ve iyi bir klinik tablo sergileyebilir. Ancak kronikleÅŸmiÅŸ ve karaciÄŸer yetmezliÄŸi gibi durumlarda beslenme önemlidir. Peki karaciÄŸer hastalıklarında beslenme ve karaciÄŸer yaÄŸlanması diyet listesi nasıl olmalı? Konu hakkında merak edilenleri ve bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.

Viral Hepatitler Durumunda Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Viral hepatitlere yönelik diyet tedavisi ve karaciÄŸer diyeti hastanın semptomlarına ve beslenme durumuna baÄŸlıdır. Alkol, ilaçlar ve gıda takviyeleri hepatitli hastaların karaciÄŸerine zarar verebileceÄŸi için tüketimleri sınırlanmalıdır. Bazı hastalar herhangi bir diyet deÄŸiÅŸikliÄŸine ihtiyaç duymayabilir.

Alkole Bağlı Karaciğer Hastalığı Durumunda Beslenme Nasıl Olmalıdır?

  • Alkolik Steatozis (YaÄŸlanma): Bu aÅŸamada alkol tüketiminin bırakılması ve karaciÄŸer koruyucu diyet ile egzersizin dahil edildiÄŸi yaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸiklikleri tedavi sürecinde önemlidir. Obez veya hafif kilolu olan hastaların ideal vücut ağırlığına ulaÅŸması normal kiloda olanların ise beslenme eksikliÄŸini engelleyerek kilolarını koruması gereklidir.
  • Alkolik Hepatit: Bu hastalığa sahip olanların çoÄŸunda beslenme eksikliÄŸi ve karaciÄŸer koruma diyeti görülür. Çünkü alkol tüketimi nedeniyle genellikle yemek atlarlar ve gerekli besinleri almaz. Alkol kullanan hastalar genellikle yeÅŸil sebzeleri ve meyveleri ihmal eder çünkü alkol enerji saÄŸlar ve tokluk hissi yaratır ancak bu enerji boÅŸtur ve vücuda bir fayda saÄŸlamaz. Bu nedenle hastaların protein bakımından zengin bir diyet uygulaması önemlidir. Hayvansal proteinler yerine bitkisel proteinler (baklagiller, mercimek, kuru fasulye, nohut, barbunya gibi) tercih edilmelidir. Ayrıca kemik saÄŸlığı için süt ve süt ürünleri de yeterince tüketilmelidir. Alkolik hepatitin tedavisinde en temel adım alkol tüketiminin tamamen durdurulmasıdır.
  • Alkolik Siroz: KaraciÄŸer hastalığında beslenme alanında yapılan araÅŸtırmalar alkollü siroz hastalarının %80- 100’ünde beslenme eksikliÄŸi olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Bu nedenle beslenme desteÄŸinin saÄŸlanması tedavi sürecinin hayati bir bölümünü oluÅŸturur. Siroz durumu bu hastalarda daha karmaşıktır. Kas kayıpları oldukça yoÄŸundur ve bu kaybın telafi edilmesi veya ilerlemesinin engellenmesi gereklidir. Siroz hastaları genellikle protein açısından düÅŸük diyetler benimser bu da kas kaybını arttırır. Burada yapılması önerilen ÅŸey günde iki yumurta tüketilmesi ve özellikle yumurtanın beyazının yenmesidir çünkü beyaz kısımda yüksek kaliteli protein vardır. Ayrıca bu hastalarda kan ÅŸekeri düÅŸmeleri sıkça görülür. KaraciÄŸer kan ÅŸekeri üretir ve eÄŸer yeterince çalışamazsa kan ÅŸekeri seviyemiz düÅŸebilir. Bu durum beyin fonksiyonlarımızı negatif bir ÅŸekilde etkiler. Siroz hastalarının açlığa dayanıklılığı normal insanlara kıyasla çok daha azdır. Bu yüzden sirozlu kiÅŸilerin uzun süre aç kalmaması ÅŸarttır. Günde üç ana öÄŸün ve üç ara öÄŸün tüketmeleri önerilir. Yatmadan önce bir ÅŸeyler yemek uykuda kan ÅŸekeri seviyelerinin düÅŸmesini engeller ve oldukça faydalıdır. Alkollü sirozda alkollü hepatit durumunda olduÄŸu gibi alkol tüketiminin tamamen durdurulması ve varsa gastrit, mide bulantısı ve kusmanın tedavi edilmesi gerekir.

 

Avrupa Beslenme DerneÄŸi'nin siroz hastaları için genel beslenme tavsiyeleri aÅŸağıdaki gibidir:
  • Günlük enerji alımınız kilonuz başına 30 kalori olmalıdır.
  • Günlük protein alımınız kilonuz başına 1-1.5 gram olmalıdır. Bu miktarı hesaplarken kilonuzu çarpın. Gıdalardaki protein miktarını bulmak için basit bir kılavuz olarak balıklarda 100 gram başına 18-20 gram, yaÄŸsız kırmızı etlerde 20 gram, tavuk etinde 18-23 gram protein bulunur. Bir yumurta ise 12 gram protein içerir.
  • Gereksiz diyet yapmamalısınız.
  • Az tuzlu diyetler (<2g/gün) yalnızca karında su toplaması (asit) ve ödem durumu varsa uygulanmalıdır.

Mikro Besin ÖÄŸesi Yetersizlikleri

Mikro besin elementleri vitaminler ve iz elementler (örneÄŸin çinko, selenyum, molibden) içerir. Alkolik karaciÄŸer hastalığı olan kiÅŸiler genellikle yaÄŸda çözünen (Vitamin A, D, E, K) ve suda çözünen (B ve C vitamini) vitaminlerde eksiklik yaÅŸar. Bu durumun nedenleri arasında düzensiz diyet uygulamaları, sürekli karından sıvı alınması ve idrar söktürücü ilaç kullanımı gibi bazı tedaviler yer alır.

  • Folat EksikliÄŸi: Folat eksikliÄŸi alkolik karaciÄŸer hastalığına sahip kiÅŸilerde yaygındır. Alkol tüketimi folat üretimini azaltır ve özellikle kırmızı et tüketiminin düÅŸük olması bu duruma yol açar.
  • Suda Çözünür Vitamin Eksiklikleri: Tiamin (B1 vitamini) eksikliÄŸi çeÅŸitli bilinç deÄŸiÅŸikliklerine sebep olan alkolik karaciÄŸer rahatsızlıklarına yol açabilir. Ayrıca B12 vitamini eksikliÄŸi de sıkça görülür. Bu nedenle komplikasyonları önlemek adına B1 ve B12 vitamin eksikliklerinin tedavi edilmesi gereklidir.
  • YaÄŸda Çözünür Vitamin Eksiklikleri: Safra asidi üretiminin düÅŸüklüÄŸü besin alımının azalması ve karaciÄŸerdeki üretim eksikliÄŸi gibi faktörler yaÄŸda çözünen vitaminlerin yetersizliÄŸine yol açar. Alkol ve A vitamini parçalanmasını saÄŸlayan enzimler benzer olduÄŸu için aşırı alkol tüketimi A vitamini seviyelerini düÅŸürür. Ancak D vitamini dışında diÄŸer yaÄŸda çözünen vitaminler için alkolik karaciÄŸer hastalarına özel bir destek önerisi genellikle bulunmaz. Yine de alkol tüketimiyle beraber A vitamini açısından zengin gıdaların (havuç, süt ürünleri, yumurta vb.) tüketilmesi tavsiye edilir.
  • DiÄŸer Besin Elementi Eksiklikleri: Alkolik karaciÄŸer hastalığına sahip kiÅŸilerde özellikle idrar söktürücülerin kullanılmasına baÄŸlı olarak çinko ve magnezyum seviyelerinde düÅŸme görülür. Bunun yanında yaÄŸlı ishal nedeniyle kalsiyum, çinko ve magnezyum emilimleri azalabilir.
  • Beslenme yaÄŸları: Diyet yaÄŸlarının türü alkolik karaciÄŸer hastalığının oluÅŸumunda belirleyici bir etkiye sahip olduÄŸu araÅŸtırmalarla kanıtlanmıştır. Omega-3 balık yağı ve Akdeniz diyetinin vazgeçilmez ögesi olan zeytinyağı inflamasyonu tetiklemediÄŸi için yaÄŸlı karaciÄŸer hastalığına karşı tercih edilir. Ancak bu yaÄŸların dengeli bir ÅŸekilde tüketilmesi ve aşırıya kaçılmaması gerektiÄŸini unutmayın. Zira zeytinyağı ve balık yağı ne kadar yararlı olursa olsun nihayetinde bunlar da yaÄŸdır ve günlük ihtiyaçtan fazlasının tüketilmesi zarara yol açabilir.
  • Kafein ve kahve: Kafeinin karaciÄŸer üzerindeki koruyucu etkileri pek çok araÅŸtırma tarafından incelenmiÅŸtir. Alkolik karaciÄŸer hastalığına maruz bırakılan farelere kafein verildiÄŸinde serum ALT seviyelerinde düÅŸüÅŸ ve karaciÄŸer dokusundaki iltihapta azalma gözlemlenmiÅŸtir. Kahvenin ne kadar içilmesi gerektiÄŸi konusu tartışmalıdır. Yapılan çalışmalarda en az üç kupa (fincan deÄŸil) filtre kahve tüketiminin genel ölüm oranlarını %15'e kadar düÅŸürdüÄŸü görülmüÅŸtür. Aynı zamanda karaciÄŸer sirozu ve karaciÄŸer kanseri riskini azaltırken içerdiÄŸi polifenol bileÅŸikleriyle karaciÄŸer hasarını önlemektedir. Ancak iÅŸlenmiÅŸ kahvelerde bu özellik bulunmamaktadır. Kahvenin ÅŸeker veya süt eklenmeden tüketilmesi tavsiye edilir.
  • Enteral Beslenme (Beslenme Destek Ürünleri): Alkolik karaciÄŸer hastalarının çoÄŸu normal beslenme yoluyla gereksinimlerini karşılayamaz bu durumda ek beslenme desteÄŸine ihtiyaç duyar. Oral beslenme destek ürünlerinin kullanılması intravenöz beslenmeye göre daha ekonomik, pratik ve riski daha düÅŸük bir seçenektir.

Karaciğer Yağlanması (Alkole Bağlı Olmayan Yağlı Karaciğer Hastalığı)

KaraciÄŸer yaÄŸlanmasının önemli ölçüde alkol tüketmeyen (erkeklerde <30 g, kadınlarda <20 g alkol) kiÅŸilerde görülmesi durumu alkole baÄŸlı olmayan karaciÄŸer yaÄŸlanması olarak adlandırılır. Bu hastalık yavaÅŸça ve aÅŸama aÅŸama ilerler. İlk baÅŸta yağı depolayan karaciÄŸer büyür ardından iltihap oluÅŸur. EÄŸer bu süreç yıllarca sürerse karaciÄŸerde hasar dokusu oluÅŸur ve sonunda siroz meydana gelir. Bu sebeple karaciÄŸer yaÄŸlanması tehlikeli bir durum olarak kabul edilir. Halihazırda Türkiye'nin de içinde bulunduÄŸu geliÅŸmiÅŸ ülkelerde siroz ve karaciÄŸer nakli nedenleri arasında başı çeken faktör karaciÄŸer yaÄŸlanmasıdır. Hatta hepatit B'den sonra karaciÄŸer kanserinin ikinci en yaygın nedeni olduÄŸunu söylemek yanıltıcı olmaz. Ülkemizde obezite, diyabet ve saÄŸlıksız beslenme alışkanlıklarının artmasıyla birlikte karaciÄŸer yaÄŸlanma vakaları da hızla yükselmiÅŸtir. Tahminler her dört kiÅŸiden birinde karaciÄŸer yaÄŸlanması olduÄŸunu ve bunların onda birinin ciddi iltihaplı karaciÄŸer yaÄŸlanması olduÄŸunu göstermektedir. Bu nedenle karaciÄŸer yaÄŸlanması diyeti önem verilmesi gereken bir konudur.

Peki karaciÄŸer yaÄŸlanmasına yol açan beslenme nasıldır? Fruktoz bir tür meyve ÅŸekeri olup glukoza kıyasla karaciÄŸerde daha kolay metabolize edilir. Ancak doÄŸada serbest fruktoz nadiren bulunur. Sanayi devrimiyle rafine ÅŸeker üretimi artmıştır. Ayrıca son yıllarda mısır ÅŸurubundan elde edilen fruktoz bağırsak geçirgenliÄŸini arttırır, iÅŸtah merkezini uyarır ve insülin direncini yükseltir. Bu sebeple mısır ÅŸurubu kaynaklı fruktozu azaltmak gereklidir. Batılı beslenme tarzı (fast-food, hazır yiyecekler, rafine un ve ÅŸeker) yaÄŸ metabolizmasını bozar ve aynı zamanda oksidasyon sonucunda hücrenin enerji üreten bileÅŸenlerini tahrip eder. Bu durum hücre içinde yaÄŸ birikmesine yol açar. KaraciÄŸer yaÄŸlanması için kabul edilmiÅŸ bir tıbbi beslenme tedavi protokolü olmasa da mevcut veriler genel anlamda yaÅŸam tarzında yapılacak deÄŸiÅŸiklikleri önermektedir. Bu deÄŸiÅŸiklikler aÅŸağıdaki gibidir:

  • Hafif kilolu ve obez kiÅŸilerde vücut ağırlığının kademeli olarak azaltılması,
  • Kan yaÄŸlarını normal seviyelerde tutmak ve karın bölgesindeki yaÄŸların azaltılması,
  • Yüksek glisemik indekse sahip besinlerden uzak durma,
  • Basit ÅŸeker tüketiminin sınırlanması (örneÄŸin kesme ÅŸeker),
  • Toplam ve doymuÅŸ yaÄŸ alımının kısıtlanması (hayvansal yaÄŸlardan kaçınma) ve diyette lif, zeytinyağı ve balık yağı gibi zengin kaynakların kullanımının artırılmasına dikkat etmek,
  • HareketliliÄŸi ve egzersiz miktarını artırmak.

Bu yaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸiklikleri ve karaciÄŸer yaÄŸlanması için diyet, yaÄŸlı karaciÄŸer hastalığının tedavisinde büyük rol oynamaktadır. Kilo verme ile birlikte insülin direncinin iyileÅŸtirilmesi, enerji tüketiminin düÅŸürülmesi ve aerobik veya dayanıklılık egzersizlerinin artırılmasıyla elde edilir.

Siroz Hastalarında Beslenme Nasıl Olmalıdır?

KaraciÄŸer yaÄŸlanması için diyet programı kadar siroz hastaları için de beslenmenin nasıl olması gerektiÄŸi merak konusudur. Siroz karaciÄŸerin dönüÅŸümsüz hasar gördükten sonra iÅŸlevini yerine getirememesi ve karaciÄŸer kan dolaşımındaki damarlarda basınç artışına baÄŸlı olarak özellikle yemek borusunda damar baloncukları meydana gelmesidir. Siroz hastalarında özellikle hayvansal proteinlerin bağırsak bakterileri tarafından amonyaÄŸa ve diÄŸer toksik maddelere dönüÅŸtürülmesi sonucu hepatik ensefalopati adı verilen zaman zaman ortaya çıkan bilinç bozukluÄŸu görülür. Ayrıca siroz hastalarında kas ve kemik kaybı daha hızla oluÅŸmaktadır. Kas kaybını durdurmak hastaların yaÅŸam süresini uzatabilir. Bu yüzden beslenme kritik öneme sahiptir.

Siroz hastalarının gereksiz diyete baÅŸvurmaması önemlidir. KaraciÄŸer koruma diyetinde çok fazla protein kısıtlaması yanlış bir uygulama olan ve kas kaybını artırabilecek bir durumdur. Bu sebeple hastaların dallı zincirli aminoasitleri tüketmeleri önerilir. Bu aminoasitler genellikle bitkisel protein kaynakları olan baklagillerde bulunur. KaraciÄŸer kan ÅŸekerinin sabit kalmasını saÄŸlar. SaÄŸlıklı bir insan uzun süre aç kalabilir çünkü karaciÄŸer açlık sürecinde depoladığı ÅŸekeri kana verir ve düÅŸük kan ÅŸekeri durumunu engeller. Ancak siroz hastalarında karaciÄŸerin zarar görmesi nedeniyle uzun süreli açlık ciddi kan ÅŸekeri düÅŸmelerine ve hatta beyin fonksiyonlarının bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle bu hastaların sık sık ara öÄŸünler alması ve yavaÅŸ salınımlı karbonhidrat kaynakları olan niÅŸasta ve mısır tüketmeleri tavsiye edilir. Peki siroz hastaları ne yememeli? Siroz hastaları genel olarak aşırı tuzlu, yaÄŸlı ve iÅŸlenmiÅŸ gıdalardan kaçınmalıdır. Tuz vücutta su tutulmasına sebep olabilir ve bu da siroz hastalarının karşılaÅŸtığı komplikasyonları artırabilir. YaÄŸlı yiyecekler ve iÅŸlenmiÅŸ gıdalar ise karaciÄŸerin normal fonksiyonlarını daha da zorlaÅŸtırabilir. Alkol tüketiminden tamamen kaçınmak çok önemlidir çünkü alkol karaciÄŸer hücrelerine zarar verir ve sirozu daha da kötüleÅŸtirir. Kızarmış yiyecekler, kırmızı et, ÅŸekerli içecekler ve tatlılar gibi yüksek kalorili gıdalar da siroz hastaları için uygun deÄŸildir. Bunun yerine tam tahıllar, meyveler, sebzeler ve yaÄŸsız protein kaynakları gibi saÄŸlıklı gıdalar tercih edilmelidir. Ancak her hasta için en iyi diyet planını belirlemek için bir diyetisyen veya hekimle görüÅŸmek en iyisidir.

Kronik KaraciÄŸer Hastalığı Beslenme Sürecinde Probiyotikler ve Önemi

Probiyotikler yararlı mikroorganizmalar olarak kabul edilebilir. Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri bulunur ve bunların dengesi saÄŸlığımız açısından büyük öneme sahiptir. KaraciÄŸer hastası olan kiÅŸilerde bu dengenin bozulduÄŸu görülmüÅŸtür. Yukarıda bahsi geçen beslenme yöntemi ile bağırsak bakteri dengemizi düzenlememiz mümkündür ancak bazen probiyotik adı verilen yararlı bakteri takviyelerini almak da faydalı olabilir. Bazı araÅŸtırmalar siroz gibi hastalıklar ve özellikle yaÄŸlı karaciÄŸer hastalığında probiyotik kullanmanın avantajları olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Ancak karaciÄŸer hastalarının probiyotik kullanımı yalnızca doktor önerisi ile olmalıdır.

Sonuç olarak kronik karaciÄŸer hastalığı beslenme sürecinde en ideal beslenme tarzı Akdeniz diyetidir. Bunun yanı sıra mayalı ürünlerin tüketimi de ihmal edilmemelidir. YaÄŸlı karaciÄŸer hastalığında vücut ağırlığının %10'u kadar kilo verilmelidir ancak bu kilo kaybının esasen yaÄŸlardan gelmesi gereklidir ve kas dokusu korunmalıdır. Siroz hastalarının ise gereksiz diyet yapmaması, protein alımını kısıtlamaması ve bitkisel proteinlere yönelmesi önemlidir. Doktor ve uzman diyetisyen dışında hiçbir diyet veya bitkisel ürün tavsiyesine itibar edilmemelidir.

 

KAYNAK: 

https://liverfoundation.org/health-and-wellness/healthy-lifestyle/liver-disease-diets/

https://medlineplus.gov/ency/article/002441.htm

Web ve Tıbbi Yayın KuruluGüncellenme Tarihi: 21.12.2023 10:51Yayınlanma Tarihi: 20.12.2023 15:01
Yorum Ekle


KATEGORİLER